Bizimle çalıştınız ve istediğiniz skoru alamadınız, o zaman ödemiş olduğunuz tüm ücreti size kesintisiz olarak iade ediyoruz. Üstelik bunu resmi garanti belgesi ile yapıyoruz.
IELTS Sınavında Çıkmış Verb (Fiil) Kelime Listesi
- Abandon: Terk etmek, bırakmak
- Abase: Aşağılamak, küçültmek
- Abate: Azaltmak, yatıştırmak, dindirmek
- Abdicate: El çekmek, bırakmak, vazgeçmek
- Abet: Yardakçılık etmek; kışkırtmak
- Abhor: Nefret etmek, iğrenmek
- Abide: Tahammül etmek, katlanmak, çekmek
- Abolish: Kaldırmak, ortadan kaldırmak, feshetmek
- Abort: Uzaklaşmak, çocuk düşürmek
- Abound: Bol olmak, çok olmak, dolu olmak
- Abscond: Kaçmak, alacaklıdan kaçmak
- Absorb: Kavramak, emmek
- Abstain: Kaçınmak, sakınmak, çekimser olmak
- Abuse: Kötüye kullanmak, suiistimal etmek
- Accede: Kabul etmek, razı olmak
- Accelerate: Hızlanmak, hız kazanmak
- Accept: Kabul etmek, kabullenmek
- Acclaim: Övmek, ilan etmek
- Accommodate: Kalacak yer sağlamak, yerleştirmek
- Accompany: Eşlik etmek, refakat etmek
- Accomplish: Başarmak, sonuçlandırmak
- Accredit: Akredite etmek
- Accumulate: Toplamak, biriktirmek
- Accumulated: Birikmiş
- Accuse: Suçlamak
- Accustomed to: Alışkın olmak
- Ache: Ağrımak
- Achieve: Başarmak, elde etmek
- Acknowledge: Tanımak, kabul etmek, onaylamak
- Acquaint: Tanıtmak, aşina olmak
- Acquire: Kazanmak, elde etmek
- Acquit: Beraat ettirmek, temize çıkarmak, aklamak
- Act: Davranmak, hareket etmek, oynamak
- Activate: Etkinleştirmek, harekete geçirmek
- Actuate: Harekete geçirmek, çalıştırmak
- Adapt: Uydurmak, uyarlamak, uyum sağlamak
- Add: Eklemek
- Add: Eklemek
- Address: Hitap etmek, yöneltmek
- Adhere: Yapışmak, bağlanmak, bağlı kalmak
- Adjust: Ayarlamak, uydurmak, alıştırmak
- Administrate: Yönetmek, idare etmek
- Admire: Hayran kalmak, çok beğenmek
- Admit: Kabul etmek, itiraf etmek
- Admit: Kabul etmek
- Adopt: Benimsemek, kabul etmek
- Adopting: Benimsemek
- Adore: Tapmak, bayılmak, bitmek
- Advance: İlerletmek, geliştirmek
- Advertise: Reklâmını yapmak, reklâm yapmak
- Advise: Tavsiye etmek
- Advocate: Savunmak, müdafaa etmek
- Affect: Etkilemek, etki etmek
- Afflict: Eziyet etmek, acı vermek, üzmek
- Afflicted: Mustarip
- Afford: Parası yetmek, gücü yetmek
- Afford: Parası yetmek, gücü yetmek
- Aggravate: Şiddetlendirmek, kötüleştirmek
- Aggregate: Toplamak, birleştirmek
- Agonize: Acı çektirmek, eziyet etmek
- Agree: Aynı fikirde olmak, kabul etmek
- Agree: Aynı fikirde olmak
- Aid: Yardım etmek, yardımcı olmak
- Ail: Hasta olmak, hastalanmak
- Alarm: Telaşlandırmak, korkutmak
- Alienate: Soğutmak, yabancılaştırmak
- Allege: İddia etmek, ileri sürmek
- Alleviate: Hafifletmek, azalmak, yatışmak
- Allocate: Ayırmak, bölüştürmek
- Allot: Paylaştırmak, bölüştürmek ,ayırmak
- Allow: Bırakmak, izin vermek
- Allude: Kastetmek, üstü kapalı söylemek
- Alter: Değiştirmek, başkalaştırmak
- Alternate: Sıra ile yapmak, değişimli olarak yapmak, dönüşümlü
- Amass: Yığmak, toplamak, biriktirmek
- Amaze: Hayrete düşürmek, şaşırtmak
- Ameliorate: İyileştirmek
- Amend: Düzeltmek
- Amplify: Büyütmek, genişletmek, yükseltmek
- Amuse: Eğlendirmek, güldürmek
- Analyze: Analiz etmek, tahlil etmek
- Anchor: Demirlemek, demir atmak, zincirlemek
- Annex: Eklemek, ilave etmek, katmak
- Announce: Duyurmak, ilan etmek
- Annoy: Rahatsız etmek, huzursuz etmek
- Answer: Cevap vermek, yanıtlamak
- Antagonize: Düşman etmek, kışkırtmak
- Anticipate: Ummak, beklemek, tahmin etmek
- Anticipating: Ummak, beklemek
- Apologize: Özür dilemek
- Apologize: Özür dilemek, af dilemek
- Appeal: İlgisini çekmek, hoşuna gitmek
- Appear: Görünmek, gözükmek, ortaya çıkmak
- Appear: Görünmek, ortaya çıkmak,belirmek
- Applaud: Alkışlamak, el çırpmak
- Apply: Başvuruda bulunmak, başvurmak
- Appoint: Tayin etmek, atamak, saptamak
- Appreciate: Takdir etmek, değerini bilmek, kıymetini anlamak
- Apprehend: Anlamak, kavramak
- Approach: Yaklaşmak, yanaşmak
- Appropriate: Benimser
- Approve: Uygun görmek, onaylamak
- Argue: Tartışmak, görüşmek
- Arise: Ortaya çıkmak, yükselmek, kalkmak
- Arouse: Uyandırmak, kaldırmak, artmak
- Arrange: Düzenlemek, hazırlamak
- Arrest: Tutuklamak
- Arrest: Tutuklamak
- Arrive: Varmak
- Arrive: Varmak
- Articulate: Açıkça söylemek
- Ascend: Çıkmak, yukarı çıkmak, yükselmek
- Ascertain: Öğrenmek, aslını öğrenmek
- Ascribe: Yüklemek, üstüne atmak, atfetmek
- Ask: Sormak, istemek
- Aspire: Çok istemek
- Assassinate: Suikast düzenlemek, öldürmek
- Assault: Saldırmak
- Assemble: Toplamak, toplanmak
- Assert: Söylemek, iddia etmek, ileri sürmek
- Assess: Değer biçmek, belirlemek
- Assign: Vermek, tahsis etmek, göreve seçmek
- Assimilate: Özümlemek, sindirmek, özümsemek
- Assist: Yardım etmek, yardımcı olmak
- Associate: Birleştirmek, ortak olmak, ortak etmek
- Assort: Sınıflandırmak, ayırmak
- Assume: Farz etmek, saymak
- Assure: Garanti etmek, temin etmek
- Astonish: Şaşırtmak, afallatmak
- Astonish: Şaşırtmak, afallatmak
- Attach: Eklemek, iliştirmek, takmak
- Attack: Saldırmak, hücum etmek
- Attack: Saldırmak, hücum etmek
- Attain: Ulaşmak, erişmek
- Attempt: Teşebbüs etmek, kalkışmak
- Attend: Katılmak
- Attend: Katılmak, devam etmek
- Attest: Kanıtlamak, doğrulamak
- Attract: Çekmek, ilgisini çekmek
- Attribute: Bağlamak, dayandırmak
- Auction: Mezat, açık artırma
- Augment: Artırmak, çoğaltmak, büyütmek
- Avert: Çevirmek, önlemek, gidermek
- Avoid: Kaçınmak, sakınmak
- Avoid: Kaçınmak, sakınmak
- Await: Beklemek, hazır olmak
- Awaken: Uyandırmak, uyanmak
- Award: Vermek (ödül), karar vermek
- Back: Destek olmak
- Bad at: Kötü/başarısız olmak
- Bake: Fırında pişirmek, pişmek
- Balance: Tartmak, dengelemek
- Ban: Yasaklamak
- Bang: Vurmak, çarpmak, patlamak
- Banish: Kovmak, defetmek, sürgün etmek
- Bankrupt: İflas ettirmek, batırmak
- Bark: Havlamak, bağırmak
- Battle: Savaşmak, mücadele etmek
- Be: Olmak
- Be born: Doğmak
- Be down: Morali bozuk olmak
- Be going to: -e cek, -a cak
- Be in a hurry: Acelesi olmak, telaş etmek
- Be in power: İktidarda olmak
- Be lucky: Şanslı olmak
- Be quiet: Susmak
- Be unable to: Yapamayacak durumda olmak
- Be up: Çalışır durumda olmak
- Be used to: Alışkın olmak
- Beam: Işımak, ışık saçmak, parlamak
- Bear: Dayanmak, çekmek, katlanmak
- Bear: Dayanmak, çekmek, katlanmak
- Beat: Vurmak, dövmek
- Beat: Vurmak, dövmek
- Beckon: Baş işareti yapmak, işaret etmek
- Become: Olmak
- Beg: Yalvarmak
- Begin: Başlamak
- Behave: Davranmak
- Behave: Davranmak, hareket etmek
- Believe: İnanmak, güvenmek
- Belong to: Ait olmak
- Bend: Eğmek, bükmek
- Bend: Eğmek, bükmek
- Beset: Rahat vermemek, kuşatmak
- Besiege: Kuşatmak, sıkıştırmak
- Betray: İhanet etmek, hıyanet etmek, ifşa etmek
- Beware: Sakınmak, kaçınmak
- Bewilder: Şaşırtmak, hayret ettirmek
- Bewitch: Büyülemek, büyü yapmak
- Bid: Fiyat vermek, teklif vermek
- Bid: Fiyat vermek, teklif vermek
- Bind: Bağlamak, ciltlemek; tutturmak
- Bite: Isırmak, dişlemek, sokmak
- Blame: Suçlamak
- Blaze: Alev alev yanmak, parlamak, ışımak
- Bleat: Melemek
- Bleed: Kanamak, kan ağlamak
- Blend: Harmanlamak, karıştırmak, karışmak, harmanlamak
- Blink: Kırpıştırmak, göz kırpmak
- Block: Bloke etmek, engellemek
- Bloom: Çiçek açmak
- Blossom: Çiçek açmak, çiçeklenmek, olgunlaşmak
- Blow: Esmek, körüklemek, üflemek
- Blunder: Pot kırmak, gaf yapmak
- Blur: Bulandırmak, bulanmak
- Blush: Kızarmak, yüzü kızarmak
- Board: Binmek
- Boast: Böbürlenmek
- Boil: Kaynatmak, fokurdatmak
- Boil: Kaynatmak, fokurdatmak
- Bolster: Güçlendirmek, desteklemek
- Bomb: Bombalamak, bombardıman etmek
- Bomb: Bombalamak
- Bombard: Bombalamak, bombardıman etmek
- Bond: Tutturmak, yapıştırmak
- Book: Ayırmak, yer ayırmak
- Boom: Gelişmek, fırlamak
- Boost: Artırmak, yükseltmek
- Boot: Tekmelemek, tepmek
- Borrow: Ödünç almak
- Borrow: Ödünç almak, borç almak
- Bother: Canını sıkmak, rahatsız etmek
- Bother: Canını sıkmak, rahatsız etmek
- Bounce: Zıplamak, sıçramak, fırlamak
- Bound: Sınırlarını çizmek, sınırlamak, kuşatmak
- Bow: Başla selamlamak, reverans yapmak, başını eğmek
- Boycott: Boykot etmek
- Brace: Desteklemek, güçlendirmek
- Brake: Fren yapmak, frenlemek
- Break: Kırmak
- Break a record: Rekor kırmak
- Break even: Ne kâr ne zarar etmek
- Breathe: Solumak, nefes almak
- Breathe: Solumak, nefes almak
- Breed: Doğurmak, çoğalmak
- Brewing: Yaklaşmakta olmak, hazırlanmak
- Bribe: Rüşvet vermek, para yedirmek
- Bring: Getirmek
- Broadcast: Radyo veya TV ile yayın yapmak
- Broaden: Genişlemek, genişletmek
- Browse: Göz gezdirmek
- Build: İnşa etmek
- Build: İnşa etmek, kurmak, yapmak
- Burden: Yüklemek, sırtına yüklemek
- Burgle: Soymak
- Burn: Yanmak, yakmak
- Burn: Yanmak, tutuşmak, alev almak
- Burst: Patlak vermek, patlamak
- Bury: Gömmek, defnetmek
- Bustle: Telaş etmek, koşuşturmak
- Buy: Satın almak
- Bypass: Atlamak, dolaştırmak
- Calculate: Hesap yapmak, hesap etmek, hesaplamak
- Call: Aramak, çağırmak
- Can: Ebilmek, yapabilmek
- Cancel: İptal etmek
- Cancel: İptal etmek
- Can´t stand: Dayanamamak
- Capitalize: Sermayeleştirmek, fayda sağlamak
- Capture: Yakalamak, ele geçirmek,yansıtmak
- Capture: Ele geçirmek, esir almak
- Carry: Taşımak, götürmek
- Carry: Taşımak, götürmek
- Carve: Kazımak, oymak
- Catch: Yakalamak, tutmak
- Cater: Yiyecek ve içecek sağlamak
- Cause: Sebep olmak
- Cease: Kesmek, durdurmak
- Celebrate: Kutlamak, anmak, övmek
- Censor: Sansür uygulamak, sansürlemek
- Certify: Onaylamak, tasdik etmek
- Challenge: Düelloya davet etmek, meydan okumak
- Change: Değiştirmek
- Characterize: Canlandırmak, karakterize etmek
- Charm: Cezbetmek, hayran bırakmak, büyülemek
- Charting: Harita çıkarmak, planlamak
- Chase: Kovalamak, takip etmek, peşinde olmak
- Chat: Muhabbet etmek, sohbet etmek
- Cheat: Hile yapmak, dolandırmak, kandırmak, kopya çekmek
- Check: Kontrol etmek
- Cheer: Alkışlamak, keyiflendirmek, neşelendirmek
- Cherish: Şefkat göstermek, gütmek
- Chew: Çiğnemek
- Choose: Seçmek
- Cipher: Şifrelemek, şifre ile yazmak
- Circle: Çevrelemek, kuşatmak, daire çizmek
- Circle: Çevrelemek, kuşatmak, daire çizmek
- Circulate: Dolaşmak, yayılmak
- Cite: Alıntı yapmak, bahsetmek
- Civilize: Uygarlaştırmak, medenileştirmek
- Claim: İstemek, talep etmek, iddia etmek
- Clamor: Bağırmak, haykırmak
- Clamp: Sıkıştırmak, kenetlemek
- Clap: Alkışlamak, çırpmak
- Clarify: Açıklamak, aydınlığa kavuşturmak
- Clash: Gümbürdemek, çatırdamak,şıngırdattılar
- Classify: Sınıflandırmak, sınıflamak, ayırmak
- Cleanse: Temizlemek, arındırmak
- Click: Tıklamak
- Climb: Tırmanmak
- Climb: Tırmanmak
- Cling: Yapışmak, sarılmak, bağlanmak
- Clink: Şıngırdamak, şıkırdamak
- Clog: Doldurmak, tıkamak, tıkanmak
- Clone: Çoğaltmak (eşeysiz)
- Close: Kapamak, kapatmak
- Close: Kapatmak
- Clot: Pıhtılaşmak, kesilmek
- Cluck: Gıdaklamak
- Clutch: Kavramak, yakalamak, tutmak
- Co-found: Birlikte kurmak
- Coalesce: Birleşmek, bir araya gelmek
- Code: Kodlamak, şifrelemek
- Coin: Sözcük uydurmak, deyim bulmak
- Coincide: Rastlamak, denk gelmek, uymak
- Collaborate: İşbirliği yapmak, birlik olmak
- Collapse: Çökmek, düşmek, yıkılmak
- Collect: Biriktirmek, toplamak
- Collect: Toplamak
- Collide: Çarpmak, çarpışmak, çatışmak
- Colonize: Sömürge kurmak, sömürgeye yerleştirmek
- Combine: Birleştirmek, kombine etmek
- Come: Gelmek
- Comfort: Rahatlatmak, teselli etmek
- Command: Emir vermek, emretmek
- Commence: Başlamak, başlatmak
- Commence: Başlamak, başlatmak
- Comment: Yorumlamak, değerlendirmek
- Commit: İşlemek, suç işlemek
- Communicate: İletişim kurmak
- Communicate: Haberleşmek, iletişim kurmak
- Compare: Karşılaştırmak, mukayese etmek
- Compel: Zorlamak, mecbur etmek
- Compensate: Karşılamak, telâfi etmek, eşitlemek
- Compete: Yarışmak, rekabet etmek
- Compile: Derlemek, toplamak
- Complain: Şikâyet etmek, söylenmek, yakınmak
- Complain: Şikâyet etmek, söylenmek, yakınmak
- Complement: Tamamlamak
- Complete: Tamamlamak, bitirmek
- Complicate: Karıştırmak, güçleştirmek
- Compliment: Övmek, iltifat etmek
- Comply: Razı olmak, uymak, boyun eğmek
- Compose: Oluşturmak, bestelemek
- Comprehend: Anlamak, kavramak, algılamak
- Compress: Bastırmak, sıkıştırmak
- Comprise: Kapsamak, içermek, içine almak
- Comprises: Oluşur
- Compromise: Uzlaştırmak, ara bulmak, uzlaşmak
- Compute: Hesaplamak, hesap etmek
- Conceal: Gizlemek, saklamak, örtbas etmek
- Concede: Ödün vermek; kabullenmek
- Conceive: Aklı almak, anlamak, kavramak
- Concentrate: Yoğunlaşmak, bir yerde toplamak
- Conclude: Bitirmek, sonuçlandırmak
- Condemn: Kınamak, ayıplamak, suçlamak
- Condense: Yoğunlaşmak, koyulaşmak
- Condescend: Tenezzül etmek, lütfetmek
- Condole: Başsağlığı dilemek
- Condone: Göz yummak, affetmek, örtmek
- Conduct: Yönetmek, düzenlemek
- Confer: Vermek, sunmak, danışmak
- Confess: İtiraf etmek, kabullenmek
- Confide: Güvenmek, sır açmak
- Configure: Düzenlemek, ayarlamak
- Confine: Sınırlamak, tutmak, hapsetmek
- Confirm: Onaylamak, doğrulamak
- Conflated: Birleştirmek
- Conform: Uymak, uyumlu olmak
- Confront: Yüz yüze getirmek, yüzleştirmek
- Confuse: Şaşırtmak, kafasını karıştırmak, karıştırmak
- Conjecture: Varsaymak; sanmak
- Connect: Bağlamak, bitiştirmek
- Conquer: Fethetmek, almak
- Consent: Razı olmak, kabul etmek, izin vermek
- Conserve: Korumak, muhafaza etmek
- Consider: Dikkate almak, hesaba katmak
- Consist: Oluşmak, meydana gelmek
- Console: Avutmak, teselli etmek, avunmak
- Consolidate: Sağlamlaştırmak, pekiştirmek
- Constitute: Kurmak, teşkil etmek, oluşturmak
- Construct: İnşa etmek, yapmak
- Consult: Danışmak, başvurmak
- Consume: Tüketmek, harcamak, bitirmek
- Contact: İlişki kurmak, irtibat kurmak
- Contain: Kapsamak, içermek
- Contaminate: Kirletmek, bozmak, bulaştırmak
- Contemplate: Niyet etmek, düşünmek
- Contend: Uğraşmak, savaşmak, çekişmek
- Continue: Devam etmek, sürmek
- Contract: Bir hastalık kapmak, yakalanmak
- Contradict: Yalanlamak, aksini iddia etmek
- Contribute: Katkıda bulunmak, vermek
- Control: Kontrol etmek
- Control: Kontrol etmek, idare etmek
- Convene: Toplamak, toplantıya çağırmak
- Converge: Birleşmek, kavuşmak
- Convert: Değiştirmek, çevirmek, dönüştürmek
- Convey: Taşımak, nakletmek, iletmek
- Convict: Mahkum etmek, suçlu bulmak
- Convict: Mahkum etmek, suçlu bulmak
- Convince: İkna etmek, inandırmak
- Cook: Pişirmek
- Cooperate: İşbirliği etmek, işbirliği yapmak
- Coordinate: Koordine etmek, düzenlemek
- Cope: Başa çıkmak, üstesinden gelmek
- Copy: Kopya etmek, çoğaltmak, taklit etmek
- Correlate: İlişiği olmak, bağlantı kurmak
- Correspond: Uymak, yaramak, benzemek
- Corroborate: Doğrulamak, onaylamak
- Corrode: Aşındırmak, yıpratmak
- Cost: Mal olmak
- Cost: Mal olmak, etmek
- Couch: İfade etmek, söylemek
- Cough: Öksürmek
- Counsel: Nasihat etmek, akıl vermek
- Count: Saymak, hesaba katmak
- Counter: Karşılık vermek, karşı koymak
- Counteract: Karşılık vermek, tersini yapmak
- Counterbalance: Karşılamak, eşit güçle karşı koymak
- Counterfeit: Sahtesini yapmak, taklit etmek
- Cover: Kapamak, örtmek, kaplamak
- Covet: Gıpta etmek, imrenmek, gözü kalmak
- Crack: Çatlamak, çatlatmak
- Crash: Kırılmak, parçalanmak, çarpmak
- Crash: Çarpmak, kırılmak, parçalanmak
- Crawl: Emeklemek, yavaş ilerlemek
- Create: Yaratmak, oluşturmak, yapmak
- Create: Oluşturmak, yaratmak
- Creep: Sürünmek, emeklemek, sokulmak
- Cripple: Sakatlamak, kötürüm bırakmak, felce uğramak
- Criticize: Eleştirmek, kusur bulmak
- Critique: Eleştirmek
- Crumble: Ufalamak; parçalamak
- Crush: Ezmek, sıkıştırmak
- Cry: Ağlamak
- Cultivate: İşlemek, ekip biçmek
- Curb: Frenlemek, gem vurmak, zapt etmek
- Cure: İyileştirmek, tedavi etmek
- Curtail: Kısaltmak, kısmak
- Curve: Eğmek, bükmek, kavis çizmek
- Customize: Müşteri isteğine göre değiştirmek
- Cut: Kesmek
- Damage: Hasar yapmak, zarar vermek
- Dance: Dans etmek
- Dangle: Sarkmak, sarkıtmak
- Dare: Cüret etmek, cesaret etmek, kalkışmak
- Date: Flört etmek, buluşmak, çıkmak
- Daunt: Yıldırmak, cesaretini kırmak
- Debate: Çekişmek, tartışmak
- Decay: Çürütmek, çürümek, bozmak
- Deceive: Aldatmak, kandırmak
- Decelerate: Yavaşlatmak, yavaşlamak
- Decide: Karar vermek, kararlaştırmak
- Decipher: Deşifre etmek, çözmek
- Declare: Açıklamak, beyan etmek, ifade vermek
- Decline: Azalmak, düşmek, geri çevirmek
- Decorate: Süslemek, bezemek, dekore etmek
- Decrease: Küçülmek, azaltmak, eksiltmek
- Dedicate: Adamak, vermek, tahsis etmek
- Deduce: Anlamak, sonuç çıkarmak
- Defeat: Yenmek, aşmak, devirmek
- Defend: Savunmak, korumak, müdafaa etmek
- Defend: Savunmak, korumak, müdafaa etmek
- Defer: Ertelemek, tecil etmek
- Define: Tanımlamak, belirtmek, tarif etmek
- Defuse: Yatıştırmak, etkisiz hale getirmek
- Defy: Meydan okumak, karşı gelmek
- Degenerate: Yozlaşmak
- Delay: Geciktirmek, ertelemek
- Delay: Ertelemek, gecikmek
- Delete: Silmek, çıkarmak, kazımak
- Delight: Memnun etmek, sevindirmek
- Deliver: Dağıtmak, teslim etmek
- Deliver: Teslim etmek, götürmek, dağıtmak
- Delude: Aldatmak, kandırmak, ayartmak
- Demand: İstemek, talep etmek
- Demilitarize: Askerden arındırmak
- Demise: Vasiyetle devretmek; bırakmak
- Demolish: Yıkmak, tahrip etmek, imha etmek
- Demonstrate: Göstermek, gösteri yapmak
- Denigrate: Karalamak, iftira etmek
- Denote: Göstermek, belirtmek, ifade etmek
- Denounce: İhbar etmek, kınamak
- Deny: Reddetmek, inkâr etmek
- Depart: Ayrılmak, hareket etmek
- Depend: E bağlı olmak,
- Depend: Bağlı olmak, güvenmek
- Depict: Resmetmek, betimlemek
- Deplete: Tüketmek, bitirmek
- Deplore: Acımak, üzülmek, teessüf etmek
- Deport: Sınırdaşı etmek; dışlamak
- Depress: Moralini bozmak, neşesini kaçırmak
- Deprive: Mahrum etmek, yoksun bırakmak
- Derive: Türetmek, kaynaklanmak
- Descend: İnmek, alçalmak, saldırmak
- Describe: Tanımlamak, tarif etmek
- Desegregate: Irk ayrımını kaldırmak
- Deserve: Hak etmek, lâyık olmak
- Design: Tasarlamak, dizayn etmek
- Design: Dizayn etmek, tasarlamak
- Designate: Göstermek, işaret etmek
- Desire: İstemek, şiddetle arzu etmek
- Despise: Hor görmek, küçümsemek
- Destroy: Tahrip etmek, yıkmak
- Detach: Çözmek, ayırmak, sökmek, yırtmak
- Detain: Alıkoymak, mahrum etmek
- Detect: Keşfetmek, bulmak, ortaya çıkarmak
- Deter: Yıldırmak, caydırmak
- Deteriorate: Kötüleşmek, bozulmak, bozmak
- Determine: Kararlaştırmak, belirlemek,karara bağlamak,
- Devalue: Değerini düşürmek
- Devastate: Mahvetmek, tahrip etmek
- Develop: Gelişmek, ilerlemek
- Deviate: Sapmak, ayrılmak, yoldan çıkmak
- Devise: Tasarlamak, planlamak
- Devote: Adamak, ayırmak
- Diagnose: Teşhis etmek, tanımlamak
- Dial: Telefon numaralarını çevirmek, tuşlamak
- Dictate: Dikte etmek, söyleyerek yazdırmak
- Die: Ölmek
- Differ: Benzememek, farklı olmak
- Diffuse: Yaymak, dağıtmak, dağılmak
- Dig: Kazmak
- Digest: Sindirmek, hazmetmek
- Dilate: Genişlemek, büyümek
- Dilute: Seyreltmek, sulandırmak
- Diminish: Azaltmak, eksiltmek, azalmak
- Direct: Yönetmek, yönlendirmek
- Disagree: Aynı fikirde olmamak, uyuşmamak
- Disagree: Aynı fikirde olmamak, uyuşmamak
- Disappear: Gözden kaybolmak, yok olmak
- Disappoint: Hayal kırıklığına uğratmak, ümidini boşa çıkarmak
- Disapprove: Beğenmemek, uygun görmemek,reddecek
- Disbelieve: İnanmamak, güvenmemek
- Discard: Ayırmak, bir köşeye atmak
- Discharge: Boşaltmak, tahliye etmek, ifa etmek
- Disclaim: Reddetmek, inkar etmek
- Disclose: Açığa vurmak, açmak, ifşa etmek
- Disconnect: Bağlarını koparmak
- Discourage: Yıldırmak, cesaretini kırmak
- Discover: Keşfetmek, ortaya çıkarmak
- Discredit: İtibarını sarsmak, gözden düşürmek,kuşku duymak
- Discuss: Tartışmak, görüşmek
- Disdain: Hafife almak, küçümsemek
- Disembark: Karaya çıkmak, karaya ayak basmak
- Disgrace: Utandırmak, rezil etmek
- Disgust: İğrendirmek, nefret ettirmek
- Disintegrate: Parçalara ayırmak, parçalamak
- Dislike: Hoşlanmamak, sevmemek
- Dislocate: Yerinden çıkarmak, çıkarmak
- Dismantle: Sökmek, parçalamak
- Dismiss: Bırakmak, işten atmak, işten çıkarmak
- Dismiss: Bırakmak, işten atmak, işten çıkarmak
- Dismount: İnmek, indirmek
- Dispatch: Göndermek, sevk etmek
- Dispel: Gidermek, defetmek
- Dispense: Dağıtmak, vermek
- Disperse: Dağıtmak, gidermek, yaymak
- Displace: Yerinden çıkarmak, yerinden etmek
- Display: Sergilemek, göstermek
- Dispose: Atmak, kurtulmak
- Disprove: Aksini kanıtlamak, çürütmek
- Dispute: Tartışmak, çekişmek, münakaşa etmek
- Disqualify: Diskalifiye etmek
- Disregard: Aldırmamak, önemsememek
- Disrupt: Dağıtmak, parçalamak, ayırmak
- Disrupting: Bozmak, aksatmak
- Dissipate: Dağıtmak, yaymak; boşa harcamak
- Dissolve: Sona erdirmek, feshetmek
- Dissuade: Vazgeçirmek, caydırmak
- Distill: Ayrıştırmak, damıtmak, saflaştırmak
- Distinguish: Ayırt etmek, ayırmak
- Distort: Saptırmak, çarpıtmak
- Distract: Dikkatini dağıtmak
- Distress: Üzmek, acı vermek, sıkmak
- Distribute: Dağıtmak, vermek
- Distrust: Güvenmemek, inanmamak
- Disturb: Rahatsız etmek, huzursuz etmek
- Dive: Dalmak, atlamak, dalış yapmak
- Diverge: Farklılaşmak, ayrılmak
- Diversify: Farklılaştırmak, çeşitlendirmek
- Divide: Bölmek, ayırmak
- Divide: Bölmek, ayırmak
- Divorce: Boşanmak, boşamak, ayrılmak
- Do: Yapmak
- Do homework: Ev ödevini yapmak
- Do the accounts: Hesap yapmak
- Dominate: Egemen olmak, hakim olmak
- Donate: Bağışta bulunmak, bağışlamak
- Drag: Çekmek, sürüklemek, sürümek
- Drain: Akıtmak, kurutmak
- Draw: Çizmek
- Drift: Sürüklenmek, sürüklemek
- Drill: Çalıştırmak, talim yapmak,
- Drink: İçmek
- Drive: Araba sürmek, kullanmak
- Drizzle: Çiselemek, serpiştirmek
- Droop: Sarkmak, eğilmek, sarkıtmak
- Drop: Düşmek, düşürmek, alçalmak
- Drop a clanger: Pot kırmak, gaf yapmak
- Drown: Boğmak, suda boğulmak
- Dub: İsim vermek, ad tatmak
- Dubbed: Lakap takmak
- Dump: Dökmek, boşaltmak
- Duplicate: Kopyasını yapmak, eşini yapmak
- Dwell: İkamet etmek, oturmak
- Dwindle: Azalmak, küçülmek
- Earn: Kazanmak
- Ease: Kolaylaştırmak, rahatlatmak, hafifletmek
- Eat: Yemek
- Educate: Eğitmek, okutmak, yetiştirmek
- Eject: Çıkarmak, kovmak, atmak
- Elapse: Akıp gitmek, geçmek
- Elect: Seçmek, atamak
- Elevate: Yükseltmek, kaldırmak
- Elicit: Çıkarmak, meydana çıkarmak
- Eliminate: Çıkarmak, atmak, elemek
- Elude: Sıyrılmak, kurtulmak
- Embargo: Ambargo koymak, yasaklamak
- Embark: Girişmek, kalkışmak, atılmak
- Embarrass: Utandırmak, sıkıntı vermek
- Embed: Yerleştirmek, gömmek
- Embody: Cisimleştirmek, somutlaştırmak
- Embrace: Kucaklamak, kucaklaşmak
- Emerge: Ortaya çıkmak, doğmak
- Emigrate: Göçmek, göç etmek
- Emit: Çıkarmak, yaymak, yayınlamak
- Empathise: Empati kurmak, hissetmek
- Emphasize: Vurgulamak, üzerinde durmak
- Employ: Çalıştırmak, iş vermek
- Empower: Yetki vermek; izin vermek
- Enable: Yetki vermek, izin vermek, olanak vermek
- Encircle: Çevrelemek, kuşatmak
- Enclose: Çevrelemek, kapatmak, kuşatmak
- Encode: Şifrelemek, kodlamak
- Encompass: Kapsamak
- Encounter: Karşılaşmak, rastlaşmak
- Encourage: Cesaretlendirmek, desteklemek
- Encrypt: Şifrelemek, kodlamak
- End: Sona ermek, bitmek
- End: Bitirmek, sonuca ulaşmak
- Endanger: Tehlikeye atmak
- Endeavor: Uğraşmak, çabalamak, çaba harcamak
- Endeavour: Çabalamak, uğraşmak, çaba harcamak
- Endorse: Onaylamak, desteklemek
- Endow: Bağışlamak, gelir bağlamak
- Endure: Dayanmak, katlanmak
- Enforce: Zorlamak, güçlendirmek,yürütmek
- Engage: İşe almak, tutmak, meşgul etmek, bağlamak
- Engender: Neden olmak, doğurmak
- Engulf: İçine çekmek, yutmak
- Enhance: Artırmak, yükseltmek, büyütmek
- Enjoy: Eğlenmek, tat almak
- Enlarge: Büyütmek, genişletmek
- Enlighten: Aydınlatmak, öğretmek, bilgi vermek
- Enquire: Soruşturmak, sormak
- Enrich: Zenginleştirmek, zengin etmek
- Enrol: Yazılmak, kaydolmak
- Enroll: Kaydolmak
- Enshroud: Kefene sarmak; örtmek
- Ensue: Sonucu olmak, doğmak
- Ensure: Sağlama almak, garantiye almak
- Entail: Şarta bağlamak, gerektirmek
- Entertain: Eğlendirmek, oyalamak, ağırlamak
- Entice: Kandırmak, ayartmak, baştan çıkarmak
- Entitle: Hak etmek, yetki vermek, hak tanımak
- Entrap: Tuzağa düşürmek, yakalamak
- Enunciate: Bildirmek, söylemek
- Envisage: Gözünde canlandırmak, öngörmek
- Envy: Gıpta etmek, imrenmek, kıskanmak
- Equip: Donatmak
- Eradicate: Kökünden halletmek, kökünü kurutmak
- Erect: Dikmek, kurmak, inşa etmek
- Erode: Kemirmek, aşındırmak, tüketmek
- Erupt: Püskürmek, fışkırmak, patlamak
- Establish: Kurmak, yapmak, yerleştirmek
- Esteem: Değer vermek, saygı duymak
- Estimate: Tahmin etmek, değer biçmek
- Evacuate: Boşaltmak, tahliye etmek
- Evade: Kaçınmak, sakınmak
- Evaluate: Değerlendirmek, değer biçmek
- Evaporate: Buharlaşmak, buharlaştırmak
- Evoke: Çağrışım yapmak, anımsatmak, hatırlatmak
- Evolve: Geliştirmek, gelişmek, evrim geçirmek
- Evolved: Evrimleşmiş
- Exacerbate: Kötüleştirmek
- Exacerbate: Kötüleştirmek
- Exaggerate: Abartmak, aşırıya kaçmak
- Exalt: Yükseltmek, artırmak, yüceltmek
- Examine: Denetlemek, İncelemek
- Excavate: Kazmak, oymak, kazı yapmak
- Excavated: Kazmak
- Exceed: Aşmak, geçmek
- Excel: Üstün olmak, sivrilmek
- Exchange: Değiştirmek, değiş tokuş etmek
- Exchange: Değiştirmek, değiş tokuş etmek,
- Excite: Heyecanlandırmak, heyecan uyandırmak
- Exclude: Dışında tutmak, dışlamak, içeri almamak
- Excuse: Affetmek, bağışlamak
- Execute: İdam etmek
- Exemplify: Örnek oluşturmak, örneklemek
- Exercise: Uygulamak, egzersiz yapmak
- Exercise: Çalıştırmak, egzersiz yapmak
- Exert: Kullanmak, harcamak, uygulamak
- Exhale: Nefes vermek, çıkarmak
- Exhaust: Tüketmek, bitirmek
- Exhibit: Göstermek, ortaya koymak
- Exist: Var olmak, olmak, bulunmak
- Expand: Büyütmek, yayılmak, genişlemek
- Expect: Ummak, ümit etmek
- Expect: Ummak, beklemek
- Expel: Kovmak
- Expire: Sona ermek, bitmek, geçerliliğini yitirmek
- Explain: Açıklamak, izah etmek
- Explain: Açıklamak
- Explode: Patlatmak, havaya uçurmak
- Exploit: Kullanmak, faydalanmak, sömürmek
- Explore: Keşfetmek, araştırmak
- Export: İhraç etmek, dışarıya satmak
- Expose: Ortaya çıkarmak, maruz bırakmak
- Express: İfade etmek, anlatmak, açıklamak
- Extend: Genişletmek, yaymak, uzatmak
- Extinguish: Söndürmek, bastırmak
- Extract: Çıkarmak, çekmek
- Fabricate: Üretmek, uydurmak, atmak
- Facilitate: Kolaylaştırmak, rahatlatmak, hafifletmek
- Facilitates: Kolaylaştırmak, sağlamak
- Fade: Solmak, uçmak, rengi atmak
- Fail: Başaramamak, başarısız olmak, arıza yapmak
- Fail: Başaramamak, becerememek
- Faint: Bayılmak, bitkin düşmek
- Fall: Düşmek, inmek, dökülmek
- Fall asleep: Uyuya kalmak
- Faltering: Sendelemek
- Fancy: Hayâl etmek, düşlemek, düşünme, sanmak
- Fascinate: Büyülemek, cezbetmek
- Fasten: Bağlamak, raptiyelemek
- Fatten: Şişmanlamak, şişmanlatmak
- Favour: Desteklemek, tutmak,tercih etmek,
- Fear: Korkmak, endişe etmek
- Feed: Beslemek, yiyecek vermek
- Feel: Hissetmek
- Feel at home: Evinde hissetmek
- Feel sick: Hasta olmak, kötü hissetmek
- Fetch: Gidip almak, getirmek
- Fib: Yalan söylemek, uydurmak, atmak
- Fight: Dövüşmek, savaşmak
- File: Sıralamak, kayda geçirmek
- Fill: Doldurmak
- Finance: Finanse etmek, para sağlamak
- Find: Bulmak
- Finish: Bitmek, sona ermek
- Fire: İşten atmak
- Fix: Tamir etmek, yerleştirmek,sabit
- Flap: Kanat çırpmak, savurmak
- Flare: Işımak, ışık saçmak
- Flash: Işık tutmak, aydınlatmak
- Flaunt: Hava atmak, gösteriş yapmak
- Flee: Kaçmak, sıvışmak, tüymek
- Fling: Atmak, fırlatmak, savurmak
- Flip: Çevirmek, takla atmak
- Float: Yüzmek, batmadan yüzmek
- Float: Yüzmek, batmadan yüzmek
- Flood: Su basmak, doldurmak
- Flounder: Bocalama, sendelmek
- Flourish: Gelişmek, büyümek
- Flow: Akmak, dolaşmak, süzülmek
- Fluctuate: Dalgalanmak, inip çıkmak
- Fly: Uçmak
- Fly off the handle: Köpürmek, tepesi atmak
- Focus: Odaklamak, bir noktada toplamak, yoğunlaşmak
- Fold: Katlamak, sarmak
- Follow: İzlemek, takip etmek, uymak
- Force: Zorlamak, mecbur etmek
- Forecast: Tahmin etmek, tasarlamak
- Foresee: Önceden görmek, geleceği görmek, öngörmek,önceden sezmek
- Forget: Unutmak
- Form: Biçimlendirmek, şekillendirmek
- Form: Oluşturmak
- Fortify: Güçlendirmek
- Foster: Beslemek, büyütmek, bakmak
- Found: Kurmak
- Found: Kurmak, temelini atmak
- Fracture: Kırılmak, kırmak, çatlamak
- Freelance: Serbest çalışmak, bağımsız çalışmak
- Freeze: Donmak, buzlanmak
- Freight: Yüklemek, nakletmek
- Frighten: Korkutmak, dehşete düşürmek
- Frolic: Neşeyle oynamak, hoplayıp zıplamak
- Frown: Kaşları çatmak
- Frustrate: Önlemek, engel olmak, hayal kırıklığına uğratmak.
- Fry: Kızartmak
- Fry: Kızartmak
- Fulfil: Yerine getirmek, yapmak
- Fulfill: Yerine getirmek, gerçekleştirmek, tamamlamak
- Fume: Burnundan solumak, kudurmak
- Function: İşlemek, çalışmak
- Furnish: Döşemek, mobilya döşemek
- Gain: Kazanmak, kâr etmek
- Gamble: Kumar oynamak
- Gather: Toplamak, bir araya getirmek, tutmak
- Gaze: Gözünü dikerek bakmak
- Generate: Üretmek, meydana getirmek
- Germinate: Çimlenmek, filizlenmek
- Get: Almak, elde etmek
- Get a degree: Diploma almak
- Get accustomed to: Alışmak
- Get better: Düzelmek, iyileşmek
- Get dressed: Giyinmek
- Get engaged: Nişanlanmak
- Get home: Eve gitmek
- Get married: Evlenmek
- Get ready: Hazırlanmak
- Get undressed: Soyunmak
- Get used to: Alışmak
- Give: Vermek
- Give a lecture: Ders anlatmak, ders vermek
- Glance: Göz atmak, göz gezdirmek, bakıvermek
- Glide: Kaymak, süzülmek
- Glimpse: Gözüne ilişmek, göz atmak
- Glow: Kızarmak, kıpkırmızı olmak
- Go: Gitmek
- Go ahead: İlerlemek, beklememek
- Go along: Uymak, ilerlemek, eşlik etmek
- Go bankrupt: İflas etmek
- Go camping: Kampa gitmek
- Go dancing: Dansa gitmek
- Go fishing: Balık tutmaya gitmek
- Go for a walk: Yürüyüşe çıkmak
- Go jogging: Tempolu koşmaya gitmek
- Go running: Koşuya çıkmak
- Go shopping: Alışverişe gitmek
- Go sightseeing: Çevreyi görmeye gitmek
- Go skiing: Kayak yapmaya gitmek
- Go straight on: Düm düz gitmek
- Go swimming: Yüzmeye gitmek
- Go to bed: Yatmak
- Go walking: Yürüyüşe çıkmak
- Goad: Dürtmek, rahatsız etmek
- Good at: İyi olmak
- Gossip: Dedikodu yapmak, çene çalmak
- Govern: Yönetmek, idare etmek, hükmetmek
- Grace: Süslemek, lütfetmek
- Graduate: Mezun etmek, diploma vermek
- Graduate: Mezun etmek, diploma vermek
- Grant: Vermek, bağışlamak, onaylamak
- Grapple: Boğuşmak, uğraşmak, bağlamak
- Grasp: Kapmak, tutmak, yakalamak
- Gratify: Hoşnut etmek, memnun etmek
- Graze: Otlatmak, otlamak, sıyırmak
- Greet: Selamlamak, kutlamak, selam vermek
- Grind: Öğütmek, ezmek, bilemek
- Grip: Tutmak, yakalamak, kavramak
- Grow: Büyümek, yetiştirmek
- Grow: Büyümek, yetişmek
- Guarantee: Garanti etmek, garantiye almak
- Guess: Tahmin etmek, zannetmek
- Guide: Rehberlik etmek, yönlendirmek
- Haggle: Pazarlık etmek
- Hail: Dolu yağmak, yağmak
- Halt: Durdurmak, durmak
- Hamper: Engel olmak, engellemek
- Hand: Vermek, uzatmak, yardım etmek
- Handle: Ele almak, idare etmek, kıvırmak
- Hang: Asmak, takmak, sarkıtmak
- Happen: Cereyan etmek, olmak
- Happen: Olmak, vuku bulmak
- Harass: Rahatsız etmek, sıkmak, bezdirmek, istismar
- Harm: Zarar vermek, incitmek
- Harvest: Hasat kaldırmak, biçmek
- Harvest: Hasat kaldırmak, biçmek
- Hate: Nefret etmek
- Have: Sahip olmak
- Have a go: Denemek
- Have a good time: Eğlenmek, iyi vakit geçirmek
- Have a holiday: Tatil yapmak
- Have a look: Bakmak
- Have a row with: Tartışmak, kavga etmek
- Have a shower: Duş almak
- Have a word with: Kısaca konuşmak
- Have breakfast: Kahvaltı etmek
- Have got: Sahip olmak
- Have lunch: Öğle yemeğini yemek
- Have the time: Zamana, vakte sahip olmak
- Have to: Zorunda olmak
- Heal: İyileşmek
- Hear: Duymak
- Heed: Önemsemek, dikkat etmek
- Heighten: Yükseltmek
- Help: Yardım, yardım etmek
- Hesitate: Tereddüt etmek, duraksamak
- Hibernate: Kış uykusuna yatmak
- Hiccup: Hıçkırmak, hıçkırık tutmak
- Hide: Saklamak, gizlemek, saklı tutmak
- Highlight: Dikkatini üstüne toplamak, belirtmek
- Hijack: Uçak kaçırmak, kaçırmak, gasp etmek
- Hinder: Engel olmak, alıkoymak, aksatmak
- Hire: Kiralamak
- Hire: Kiralamak
- Hiss: Islıklamak, yuhalamak, tıslamak
- Hit: Vurmak, çarpmak, isabet ettirmek
- Hit the sack: Kafayı vurup yatmak
- Hold: Tutmak, elinde tutmak
- Honour: Saygı göstermek, onurlandırmak
- Hop: Sekmek, sıçramak, atlamak
- Hope: Umut etmek
- Horrify: Dehşete düşürmek, korkutmak
- Host: Konuk etmek, ev sahipliği yapmak
- Hover: Üstünde uçmak, sallanmak, süpürmek
- Hover: Üstünde uçmak, sallanmak, süpürmek
- Humiliate: Aşağılamak, küçük düşürmek
- Hunt: Avlamak, avlanmak, kovalamak
- Hurry: Acele etmek, hızlandırmak
- Hurt: İncitmek
- Hurt: Acıtmak, yaralamak, incitmek
- Hurtle: Çarpmak, fırlamak, ses yapmak
- Hybridize: Melezlemek
- Hypothesize: Hipotez kurmak
- Identify: Tanımak, kimliğini saptamak
- Ignite: Tutuşturmak, yakmak, ateşlemek
- Ignore: Önemsememek, görmezlikten gelmek
- Illuminate: Aydınlatmak, ışıtmak
- Illustrate: Resimlemek, örneklemek
- Imagine: Hayal etmek, düşlemek, düşünmek
- Imitate: Taklit etmek, benzetmek
- Impair: Zarar vermek, zayıflatmak
- Impel: Harekete geçirmek, yöneltmek, zorlamak
- Implant: Nakletmek, aklına sokmak
- Implement: Uygulamak, yerine getirmek
- Implementing: Uygulamak
- Implicate: Karıştırmak, bulaştırmak
- Implode: Patlamak, içeriye patlatmak
- Imply: İma etmek, ifade etmek
- Import: İthal etmek, belirtmek
- Impose: Yüklemek, zorlamak, etkilenmek
- Impoverish: Fakirleştirmek, yoksullaştırmak
- Impregnate: Hamile bırakmak, döllemek
- Impress: Etkilemek, baskı yapmak, iz bırakmak
- Improve: Geliştirmek, iyileştirmek, ilerletmek
- Improve: Geliştirmek, iyileştirmek, ilerletmek
- Improvise: Doğaçlama yapmak, uydurmak
- Inciting: Kışkırtmak, teşvik etmek
- Incline: Eğilimi olmak, eğilmek, meylettirmek
- Include: Dâhil etmek, kapsamak
- Increase: Artmak, çoğalmak, çoğaltmak
- Increase: Artmak, çoğalmak, çoğaltmak
- Incur: Maruz kalmak, uğramak, yakalanmak
- Indicate: Göstermek, belirtmek, işaret etmek,sinyal vermek
- Indict: Suçlamak, dava açmak
- Induce: İkna etmek, kandırmak, teşvik etmek
- Indulge: Hoş görmek, şımartmak, yüz vermek
- Infect: Bulaştırmak, enfekte etmek
- Infer: Bir sonuca varmak
- Inflict: Zorlamak, çarptırmak, yüklemek
- Influence: Etkilemek, tesir etmek
- Inform: Bildirmek, bilgi vermek, haber vermek
- Infuse: Doldurmak, kafasına sokmak
- Ingest: Yutmak, almak
- Inhabit: Oturmak, ikamet etmek
- Inhale: İçine çekmek, nefes almak
- Inherit: Miras olarak almak, miras almak
- Initiate: Başlatmak, ön ayak olmak
- Injure: İncitmek, yaralamak, sakatlamak
- Inscribe: Yazmak, kaydetmek, kazımak
- Insert: Sokmak, yerleştirmek, girmek
- Insist: Israr etmek, tutturmak
- Inspect: Denetlemek
- Inspire: İlham vermek, esinlenmek
- Install: Kurmak, yerleştirmek
- Instill: Aşılamak, yerleştirmek
- Institute: Kurmak, açmak, başlatmak,
- Instruct: Öğretmek, bilgilendirmek
- Insure: Sigorta etmek, sigorta ettirmek
- Integrate: Bütünlemek, tamamlamak
- Intend: Niyet etmek, kastetmek
- Intensify: Şiddetlendirmek, yoğunlaştırmak
- Interact: Birbirini etkilemek, karşılıklı etkileşim kurmak
- Interacting: Etkileşimde bulunmak
- Interbreed: Çiftleşmek
- Interchange: Değiş tokuş etmek
- Interested in: İlgilenmek
- Interfere: Araya girmek, burnunu sokmak
- Interferes: Müdahale etmek
- Interpret: Yorumlamak, çevirmek
- Interred: Gömülmek
- Interrupt: Sözünü kesmek, kesmek, ara vermek
- Intertwine: İç içe geçmek, birbirine karışmak
- Intervene: Arada olmak, araya girmek
- Interview: Röportaj yapmak, görüşmek
- Interview: Görüşmek, röportaj yapmak
- Intimidate: Gözünü korkutmak, korkutmak
- Introduce: Tanıştırmak, tanıtmak
- Inundate: Su basmak, sel basmak ,boğmak
- Invade: Saldırmak, hücum etmek
- Invent: İcat etmek, bulmak, atmak
- Invert: Ters çevirmek, tersini çevirmek
- Invest: Yatırmak, yatırım yapmak
- Investigate: İncelemek, araştırmak
- Invigorate: Canlandırmak
- Invite: Davet etmek, çağırmak
- Invite: Davet etmek, çağırmak
- Invoke: Yalvarmak, yardım istemek, dua etmek
- Involve: İçermek, kapsamak
- Irrigate: Sulamak
- Isolate: İzole etmek, dışlamak
- Issue: Yayınlamak, bildirmek
- Itch: Kaşınmak, kaşındırmak
- Jeopardize: Riske atmak, tehlikeye atmak
- Jeopardizing: Tehlikeye atmak
- Jerk: Sarsmak, silkmek
- Jog: Yavaş tempoda koşmak
- Join: Katılmak
- Joke: Şaka yapmak, espri yapmak
- Judge: Yargılamak, karara varmak
- Jump: Atlamak, zıplamak
- Justify: Haklı çıkarmak, savunmak, doğrulamak
- Keep: Tutmak, bulundurmak
- Keep: Tutmak, bulundurmak, saklamak
- Keep a record: Kaydını tutmak
- Keep an eye on: -e gözkulak olmak
- Keep in touch: Görüşmek, iletişimi koparmamak
- Kick: Tekmelemek, tekme atmak
- Kidnap: Kaçırmak
- Kill: Öldürmek
- Kiss: Öpmek
- Knit: Örmek, dokumak, bağlamak
- Knit: Örmek, dokumak, bağlamak
- Knock: Çalmak, vurmak, çarpmak
- Knot: Bağlamak, düğümlemek
- Know: Bilmek
- Label: Etiketlemek, etiket yapıştırmak
- Lament: Dövünmek, yas tutmak
- Lassooed: Kement atmak
- Last: Sürmek, devam etmek, dayanmak
- Latch: Tutturmak, mandallamak
- Laugh: Gülmek
- Launch: Başlatmak, girişmek
- Launch: Başlatmak, girişmek
- Lay: Koymak, yerleştirmek, sermek
- Laze: Tembellik etmek, tembelleşmek
- Lead: Başında olmak, yol göstermek,öncülük etmek
- Lead: Başında olmak, yol göstermek, başı çekmek
- Leak: Sızmak, kaçak yapmak, akmak
- Leap: Sıçramak, hoplamak, zıplamak
- Learn: Öğrenmek
- Leave: Terk etmek, ayrılmak, bırakmak
- Lecture: Konferans vermek, ders vermek
- Lend: Ödünç vermek
- Lend: Ödünç vermek, borç vermek
- Lessen: Eksilmek, azalmak, azaltmak
- Let: Bırakmak, izin vermek
- Liberate: Özgürleştirmek
- Lie: Yalan söylemek, kandırmak
- Lie: Yalan söylemek, kandırmak
- Lie in bed: Yatakta yatmak, uzanmak
- Lift: Kaldırmak, yükseltmek
- Lift: Kaldırmak, yükseltmek
- Like: Hoşlanmak
- Limit: Kısıtlamak, sınırlandırmak
- Limp: Topallamak, aksamak
- Link: Bağlamak, birleştirmek
- Listen: Dinlemek
- Listen to music: Müzik dinlemek
- Live: Yaşamak
- Load: Yüklemek, doldurmak, yük olmak
- Locate: Yerleşmek, oturmak
- Lock: Kilitlemek
- Lodge: Oturmak, misafir olmak
- Long: Arzu etmek, özlemini çekmek, gözlemek
- Look: Bakmak
- Loop: Düğümlemek
- Loot: Yağmalamak
- Lose: Kaybetmek
- Lose: Kaybetmek, kaybettirmek
- Lose weight: Kilo vermek
- Love: Sevmek
- Lower: İndirmek, azaltmak
- Lubricate: Yağlamak
- Lure: Cezbetmek, ayartmak
- Lurk: Pusuya yatmak, gizlenmek
- Magnify: Büyütmek, abartmak
- Maintain: Sürdürmek, sağlamak
- Make: Yapmak
- Make a call: Telefon açmak
- Make a decision: Karara varmak
- Make a mess: Ortalığı birbirine katmak, allak bullak etmek
- Make a mistake: Yanılmak, yanlış yapmak
- Make a profit: Kazanç sağlamak
- Make coffee: Kahve hazırlamak
- Make friends: Arkadaş olmak, dostluk kurmak
- Make it: Başarılı olmak, başarmak
- Make money: Para kazanmak, para yapmak
- Make possible: Mümkün kılmak
- Malign: İftira etmek, çamur atmak
- Manage: Başarmak, becermek
- Manifest: Göstermek, belirtmek
- Manipulate: El ile işletmek, idare etmek
- Manufacture: Üretmek, imal etmek
- Marginalize: Ötekileştirmek, marjinalleştirmek
- Mark: İşaretlemek, damgalamak, çizmek
- Marry: Evlenmek
- Master: Öğrenmek, hakim olmak
- Matter: Önemi olmak, önemli olmak
- Matter: Önemi olmak, önemli olmak
- Mean: Anlamına gelmek, demek istemek
- Measure: Ölçmek, tartmak, ölçüsünü almak
- Meet: Buluşmak, karşılaşmak
- Melt: Erimek, eritmek
- Memorize: Ezberlemek, bellemek
- Menace: Tehdit etmek, gözdağı vermek
- Mend: Onarmak, düzeltmek
- Mention: Söz etmek, bahsetmek, dile getirmek
- Meow: Miyavlamak
- Merge: Birleşmek, karışmak, kaynaşmak
- Metabolize: Metabolize etmek
- Migrate: Göç etmek, göçmek
- Migrate: Göç etmek
- Mimic: Taklit etmek, taklidini yapmak
- Mine: Kazmak, maden işletmek
- Minimize: Azaltmak, küçümsemek
- Misinform: Yanlış bilgi vermek
- Misinterpret: Yanlış yorumlamak
- Mislay: Bulunamayacak bir yere koymak
- Mislead: Yanlış yönlendirmek, şaşırtmak
- Mispronounce: Yanlış telâffuz etmek
- Misread: Yanlış okumak
- Miss: Özlemek, ıskalamak
- Miss a lesson: Dersi kaçırmak
- Miss the bus: Otobüsü kaçırmak
- Misspell: İmlâ hatası yapmak, yanlış yazmak
- Misunderstand: Yanlış anlamak
- Misuse: Hor kullanmak, yanlış kullanmak
- Mitigate: Hafifletmek, azaltmak
- Mitigating: Hafifletmek
- Mix: Karıştırmak, katmak
- Mobilizing: Harekete geçirmek, seferber etmek
- Mock: Alay etmek, eğlenmek
- Modernise: Modernleştirmek
- Modify: Değişiklik yapmak, değiştirmek
- Mold: Biçimlendirmek, kalıba dökmek
- Monitor: İzlemek, gözlemek
- Monitor: İzlemek, gözlemek
- Moo: Böğürmek
- Mount: Üzerine çıkmak, bindirmek
- Move: Hareket etmek, taşınmak
- Mow: Biçmek
- Multiply: Çarpmak, çoğaltmak
- Mumble: Mırıldanmak
- Murmur: Mırıldanmak, homurdanmak
- Mutter: Fısıldamak, homurdanmak
- Nab: Kapmak, yakalamak
- Narrate: Öykülemek, anlatmak
- Need: İhtiyacı olmak
- Neglect: Aldırmamak, ihmal etmek
- Negotiate: Görüşmek, tartışmak
- Nerve: Cesaret vermek, güçlendirmek
- Neutralize: Etkisizleştirmek, tarafsız kılmak
- Nick: Çentmek, kesmek
- Nod: Kafa sallamak
- Nominate: Atamak, aday olarak göstermek
- Note: Not etmek, karşılamak, dikkat etmek
- Notice: Farkına varmak, fark etmek
- Notice: Fark etmek, dikkat etmek
- Notify: Bildirmek, haber vermek
- Nourish: Beslemek, büyütmek, desteklemek
- Nurse: Bakmak, tedavi etmek, iyileştirmek
- Obey: İtaat etmek, uymak, dinlemek
- Object: İtiraz etmek, karşı çıkmak
- Obligate: Mecbur etmek, zorlamak
- Oblige: Zorunda bırakmak, mecbur etmek
- Observe: Görmek, gözetlemek, gözlemek
- Obstruct: Engel olmak, tıkamak, kapamak
- Obtain: Sağlamak, elde etmek, edinmek
- Obviate: Gidermek, önlemek, çare bulmak
- Occupy: Tutmak, işgal etmek, meşgul etmek
- Occur: Çıkmak, ortaya çıkmak, oluşmak
- Offend: İncitmek, kırmak, rencide etmek
- Offer: Teklif etmek, sunmak
- Offer: Teklif etmek, sunmak
- Offer a job: İş teklif etmek
- Offset: Dengelemek, denkleştirmek
- Omit: Atlamak, çıkarmak, ihmal etmek
- Open: Açmak
- Operate: Çalışmak, işletmek, etki etmek
- Operate: Çalışmak, işlemek, etki etmek
- Oppose: Karşı koymak, karşı çıkmak
- Oppress: Sıkmak, bunaltmak, ezmek
- Order: Sipariş vermek
- Order: Sipariş vermek, düzenlemek
- Organize: Düzenlemek, kurmak
- Orient: Yönlendirmek
- Originate: Kaynaklanmak, meydana gelmek
- Oust: Dışarı atmak
- Outline: Özetlemek
- Outrage: Hakaret etmek, kırmak, kötü davranmak
- Outsmart: Kurnazlıkla yenmek
- Outweigh: Ağır basmak, daha ağır gelmek
- Outwit: Kurnazlıkla yenmek, kekelemek
- Overcharge: Fahiş fiyatla satmak, kazıklamak
- Overcharge: Fahiş fiyatla satmak(yüksek fiyat), kazıklamak
- Overcome: Başa çıkmak, üstesinden gelmek
- Overdo: Abartmak, aşırıya kaçmak
- Overestimate: Fazla tahmin etmek, aşırı değer biçmek, abartmak
- Overhear: Kulak misafiri olmak, kulak kabartmak
- Overlook: Görmemezlikten gelmek, gözden kaçırmak
- Overrate: Fazla değer vermek, gözünde büyütmek
- Overrule: Reddetmek, geçersiz kılmak, iptal etmek
- Oversee: Gözetmek, denetlemek
- Oversleep: Fazla uyumak, uyuyakalmak
- Overstate: Abartmak, büyütmek
- Overtake: Yetişmek, yetişip geçmek
- Overthrow: Yıkmak, devirmek, düşürmek
- Overwhelm: Alt etmek, ezmek, boğmak
- Owe: Borçlu olmak, minnettar olmak
- Own: Sahip olmak, tanımak
- Pack: Paketlemek, sarmak
- Paint: Boyamak
- Paralyse: Felç etmek, aksatmak
- Paralyze: Felç etmek, durdurmak, aksatmak
- Participate: Katılmak, ortak olmak, pay almak
- Pass: Geçmek
- Pass an exam: Sınavı geçmek
- Paste: Yapıştırmak
- Patronize: Korumak, desteklemek
- Pay: Ödemek, ödeme yapmak
- Peek: Gözetlemek, dikizlemek
- Peel: Kabuğunu soymak, soymak
- Penetrate: İçine girmek, sokulmak
- Perceive: Algılamak, hissetmek, sezmek
- Perch: Tünemek, konmak, oturmak
- Perform: Yapmak, yerine getirmek, uygulamak
- Perish: Ölmek, can vermek, çürümek
- Permit: İzin vermek, olanak vermek
- Permit: İzin vermek, olanak vermek
- Perpetrate: Suç işlemek
- Perplex: Kafa karıştırmak, şaşırtmak
- Persecute: Eziyet etmek, acı çektirmek
- Persist: Devam etmek, sürdürmek, ısrar etmek
- Persisted: Devam etmek
- Persuade: İkna etmek, razı etmek, kandırmak
- Persuade: İkna etmek, razı etmek, kandırmak
- Pertain: Ait olmak, dair olmak, ilgili olmak
- Pervade: Yayılmak, yaygınlaşmak
- Phone: Telefon etmek
- Pick: Toplamak, koparmak, yolmak
- Pick: Toplamak, koparmak, yolmak
- Pile: Yığmak, istif etmek
- Pin: İğnelemek, iliştirmek
- Pioneer: Çığır açmak, öncü olmak
- Pioneering: Öncülük etmek
- Plant: Dikmek, ekmek, koymak
- Play: Oynamak
- Play the piano: Piyano çalmak
- Pluck: Çekmek, koparmak
- Plunder: Yağmalamak, talan etmek
- Plunge: Daldırmak, batırmak, saplamak
- Point: Göstermek, işaret etmek
- Point: Göstermek, işaret etmek
- Poison: Zehirlemek, zehir katmak
- Polish: Cilalamak, parlatmak, boyamak
- Poll: Oy vermek, kamuoyu yoklaması yapmak
- Pollinated: Tozlaşmış
- Pollute: Kirletmek, bozmak
- Populate: İnsan yerleştirmek(doldurmak)
- Portray: Portresini yapmak, tasvir etmek
- Pose: Poz vermek, tavır takınmak
- Posit: Yerleştirmek, yerine koymak, öne sürmek
- Possess: Sahip olmak, elinde bulundurmak
- Post: Postalamak
- Postpone: Ertelemek, tecil etmek
- Postulate: Varsaymak, farz etmek
- Pour: Dökmek, akıtmak, boşaltmak
- Practice: Uygulamak, pratik yapmak
- Practise: Uygulama yapmak, çalışmak
- Praise: Övmek, methetmek, şükretmek
- Precede: Önce gelmek, önce olmak
- Precipitate: Yağış olarak düşmek
- Preconceive: Peşin hüküm vermek, önyargılı olmak
- Predict: Önceden haber vermek, tahmin etmek
- Prefer: Tercih etmek, yeğlemek, öncelik tanımak
- Prefer: Tercih etmek, yeğlemek
- Prepare: Hazırlamak, hazırlık yapmak
- Prescribe: İlaç yazmak (doktor), reçete yazmak
- Present: Sunmak, takdim etmek
- Preserve: Korumak, muhafaza etmek
- Preside: Başkanlık etmek, yönetmek
- Press: Baskı yapmak, sıkıştırmak, bastırmak
- Press: Baskı yapmak, sıkıştırmak, sıkmak, yaslamak
- Presume: Varsaymak, farz etmek, tahmin etmek
- Pretend: Yalandan yapmak, numara yapmak
- Prevail: Galip gelmek, yenmek, hüküm sürmek
- Prevent: Önlemek, engel olmak
- Prevent: Önlemek, engel olmak
- Print: Basmak, yayınlamak
- Prioritize: Önceliklendirmek
- Prized: Değerli bulmak
- Probe: Deşmek, soruşturmak, araştırmak
- Proceed: İlerlemek, devam etmek
- Proclaim: İlan etmek, duyurmak, bildirmek
- Produce: Üretmek
- Produce: Üretmek, yapmak
- Progress: İlerlemek, ileri gitmek
- Prohibit: Yasaklamak, menetmek, yasak etmek
- Prolong: Uzatmak, sürdürmek
- Promise: Söz vermek, vaat etmek
- Promote: Yükseltmek, terfi ettirmek
- Promote: Yükseltmek, terfi ettirmek
- Prompt: Harekete geçirmek, teşvik etmek
- Propel: İleriye itmek, itmek, sevk etmek
- Propose: Önermek, teklif etmek
- Propose: Önermek, teklif etmek
- Prosecute: Dava açmak, yürütmek, takip etmek
- Prosper: Başarılı olmak, başarmak
- Protect: Korumak, gözetmek
- Protest: İtiraz etmek, protesto etmek
- Protract: Uzatmak, süresini uzatmak
- Proud of: Gurur duymak
- Prove: Kanıtlamak, ispat etmek
- Provide: Sağlamak, karşılamak, temin etmek
- Provoke: Kışkırtmak, tahrik etmek, kızıştırmak
- Prowl: Sinsice dolaşmak, fırsat kollamak
- Publish: Yayınlamak, basmak
- Publish: Yayınlamak, basmak
- Pull: Çekmek, asılmak, yolmak
- Pull: Çekmek, asılmak
- Pulverize: Ufalamak, toz haline getirmek
- Pump: Pompalamak, şişirmek
- Punch: Yumruklamak, zımbalamak
- Puncture: Patlatmak, delmek
- Punish: Cezalandırmak, ceza vermek
- Purchase: Satın almak, elde etmek, kazanmak
- Purge: Temizlemek
- Purify: Arıtmak, temizlemek, saf hale getirmek
- Pursue: İzlemek, peşinde koşmak
- Push: İtmek
- Push: İtmek, itelemek, kakmak, zorlamak
- Put: Koymak
- Puzzle: Şaşırtmak, kafasını karıştırmak
- Quake: Sarsılmak, sallanmak
- Quantified: Ölçülebilir
- Quantify: Miktar belirtmek
- Quarrel: Kavga etmek, atışmak, çekişmek
- Query: Sorgulamak, sorguya çekmek
- Quit: Vazgeçmek, istifa etmek, çekilmek, bırakmak
- Quote: Alıntı yapmak, aktarmak
- Radiate: Yaymak, saçmak, ışın yaymak
- Rag: Paçavra, çaput
- Raid: Hücum etmek, baskın yapmak
- Rain: Yağmur yağmak
- Raise: Yükseltmek, büyütmek
- Ratify: Onaylamak, tasdik etmek
- Ravage: Mahvetmek, yıkmak
- Raze: Yerle bir etmek
- Re-freeze: Tekrar donmak
- Reach: Ulaşmak, erişmek
- React: Tepki vermek, tepkimek
- Read: Okumak
- Realize: Fark etmek, farkına varmak
- Reappraise: Yeniden değerlendirmek
- Rear: Büyütmek, kaldırmak, yetiştirmek
- Reason: Düşünmek, muhakeme etmek
- Rebel: İsyan etmek, başkaldırmak
- Rebuke: Azarlamak, paylamak
- Rebut: Çürütmek, aksini ispat etmek
- Recall: Anımsamak, hatırlatmak
- Recede: Geri çekilmek, geri gitmek
- Receive: Almak, teslim almak, kabul etmek
- Recharge: Yeniden şarj etmek, tekrar yüklemek
- Reciprocate: Karşılık vermek, karşılıklı olmak
- Recite: Ezberden okumak, ezbere anlatmak
- Reckon: Hesap etmek, hesaplamak
- Reclaim: İadesini istemek, geri istemek, geri çağırmak
- Recognize: Tanımak, farkına varmak
- Recoil: Geri tepme
- Recommend: Tavsiye etmek, önermek
- Recommend: Tavsiye etmek, önermek
- Reconcile: Barıştırmak, arabuluculuk etmek
- Recount: Anlatmak, aktarmak
- Recover: İyileşmek, düzelmek, toplamak
- Recreate: Canlandırmak
- Recruit: İşe almak, askere almak, toplamak
- Rectify: Düzeltmek, doğrultmak
- Recycle: Geri dönüştürmek
- Recycle: Geri dönüştürmek
- Rediscover: Yeniden keşfetmek
- Redo: Tekrar yapmak, yeniden yapmak
- Reduce: Azaltmak, indirmek, küçültmek
- Reeling: Sersemlemek
- Refer: Atıfta bulunmak, kastetmek, ima etmek
- Refine: Rafine etmek, arıtmak
- Reflect: Yansıtmak, aksettirmek
- Reform: Reform yapmak, düzeltmek
- Refrain: Kendini tutmak, kaçınmak, sakınmak
- Refuse: Reddetmek, kabul etmemek
- Refute: Çürütmek, aksini ispatlamak
- Regard: Dikkate almak, hesaba katmak, düşünülmek
- Register: Kayda geçirmek, kaydetmek
- Regress: Geri çekilmek, geri gitmek, gerilemek
- Regret: Üzülmek, pişman olmak
- Regulate: Düzenlemek, düzenleme yapmak
- Rehearse: Prova yapmak, tekrarlamak
- Reign: Hüküm sürmek, egemen olmak
- Reimburse: Geri ödemek, zararını karşılamak
- Reinforce: Güçlendirmek, takviye etmek
- Reiterate: Tekrarlamak, yeniden yapmak
- Reject: Reddetmek, geri çevirmek
- Rejuvenate: Gençleştirmek, yenilemek
- Relate: Bağlı olmak, ilgili olmak
- Relax: Gevşemek, dinlenmek
- Relax: Rahatlamak
- Relay: Naklen yayın yapmak
- Release: Serbest bırakmak, salıvermek
- Release: Serbest bırakmak, salıvermek
- Relieve: Rahatlatmak, dindirmek, hafifletmek
- Relieved: Rahatlatmak
- Relish: Tadına varmak, beğenmek
- Relocate: Yeniden yerleşmek
- Rely: İnanmak, güvenmek, itimat etmek
- Remain: Kalmak, durmak, geriye kalmak
- Remark: Belirtmek, söylemek
- Remember: Hatırlamak
- Remember: Hatırlamak, anımsamak
- Remind: Hatırlatmak, andırmak
- Remind: Hatırlatmak
- Remove: Kaldırmak, çıkarmak
- Render: Vermek, çevirmek, yorumlamak
- Renew: Yenilemek, bakım yapmak
- Renovate: Yenilemek, tamir etmek, onarmak
- Rent: Kiralamak, kiraya vermek
- Reopen: Yeniden açmak, tekrar açmak
- Repair: Tamir etmek
- Repair: Tamir etmek, onarmak
- Repeal: İptal etmek
- Repeat: Tekrarlamak, tekrar etmek
- Repeat: Tekrarlamak, tekrar etmek
- Replace: Değiştirmek, yerine koymak
- Replicate: Kopya etmek, aynını yapmak, tekrarlamak
- Reply: Cevap vermek
- Reply: Cevap vermek, yanıtlamak
- Report: Rapor etmek, anlatmak, söylemek
- Represent: Temsil etmek
- Reproduce: Çoğaltmak, kopyasını çıkarmak
- Request: Rica etmek, istemek, talep etmek
- Require: İstemek, gerektirmek
- Require: Gerektirmek, istemek
- Reread: Yeniden okumak
- Rescue: Kurtarmak, muaf tutmak
- Research: Araştırmak, incelemek
- Resemble: Benzemek
- Resent: Alınmak, içerlemek, gücenmek
- Reserve: Tutmak, ayırtmak, rezerve ettirmek
- Reserve: Ayırmak, tutmak
- Resign: İstifa etmek
- Resign: İstifa etmek, istifasını vermek, çekilmek
- Resist: Direnmek, göğüs germek
- Resolve: Karar vermek, karara bağlamak
- Respect: Saygı göstermek, saymak
- Respond: Cevap vermek, yanıtlamak
- Rest: Dinlenmek, mola vermek
- Restore: Yenileştirmek, eski haline getirmek
- Restrain: Alıkoymak, engellemek, tutmak
- Restrict: Sınırlamak, kısıtlamak
- Resume: Kaldığı yerden devam etmek
- Retain: Alıkoymak, tutmak, sürdürmek,devam ettirmek
- Retake: Tekrar almak, geri almak
- Retard: Gelişmemek, geciktirmek
- Retell: Tekrar anlatmak
- Retire: Emekli olmak
- Retire: Emekli olmak, çekilmek
- Retrieve: Geri almak, kavuşmak, telâfi etmek
- Return: Dönmek, geri dönmek
- Reuse: Tekrar kullanmak
- Reveal: Açığa çıkarmak
- Revenge: Öcünü almak, hıncını almak
- Reverberate: Yansımak, yankılanmak
- Revert: Eski haline dönüştürmek
- Review: İncelemek, gözden geçirmek
- Revise: Gözden geçirmek, tekrar etmek
- Revive: Canlandırmak, hayata döndürmek
- Revoke: Yürürlükten kaldırmak, iptal etmek
- Revolt: Başkaldırmak, isyan etmek
- Revolutionise: Devrim yaratmak
- Revolutionize: Köklü değişiklik yapmak
- Revolve: Dönmek, düşünüp taşınmak
- Rewrite: Yeniden yazmak
- Rid: Kurtarmak, temizlemek
- Ride: Binmek
- Ridicule: Alay etmek, gülmek
- Ring: Çalmak, çınlatmak
- Riot: Ayaklanmak
- Rise: Kalkmak, yükselmek
- Rise: Kalkmak, ayağa kalkmak, yükselmek
- Risk: Tehlikeye atmak, göze almak
- Rob: Soymak
- Rob: Soygun yapmak, soymak, çalmak
- Rotate: Dönmek, döndürmek
- Rub: Ovmak, ovuşturmak
- Ruin: Mahvetmek, bozmak
- Ruin: Mahvetmek, bozmak
- Rule: Yönetmek, hükmetmek
- Run: Koşmak
- Rush: Acele etmek, koşturmak
- Rust: Paslanmak, pas lekesi olmak
- Rustle: Gıcırdamak, hışırdamak
- Sabotage: Sabote etmek, sabotaj yapmak
- Sack: Kovmak, işten atmak
- Sacrifice: Kurban etmek, kıymak, feda etmek
- Safeguard: Korumak, himaye etmek
- Satisfy: Memnun etmek, tatmin etmek
- Saturate: Doyurmak, emdirmek, ıslatmak
- Save: Biriktirmek, tasarruf
- Save: Kurtarmak, kayda geçirmek
- Say: Söylemek, demek
- Scare: Korkutmak, ürkütmek
- Scatter: Saçmak, perişan etmek, saçıp savurmak
- Scavenge: Çöp karıştırmak, leş yemek
- Scheme: Tasarlamak, düzenlemek
- Scoff: Alay etmek, küçümsemek
- Scold: Azarlamak, çıkışmak, paylamak
- Scorch: Yakmak, alazlamak
- Score: Sayı yapmak, gol atmak, puan almak
- Scour: Köşe bucak aramak
- Scrape: Kazımak, kazıyarak temizlemek
- Scratch: Tırmalamak
- Screen: Kontrol etmek, test etmek, taramak
- Scrutinize: İncelemek, araştırmak
- Seal: Mühürlemek, damgalamak
- Secure: Korumak
- See: Görmek
- Seek: Aramak, aranmak, araştırmak, almak
- Seem: Gibi görünmek, benzemek
- Seep: Sızmak, süzülmek
- Seize: Yakalamak, ele geçirmek
- Select: Seçmek, ayırmak, ayıklamak
- Sell: Satmak
- Send: Göndermek
- Sense: Hissetmek, algılamak, sez
- Separate: Ayırmak, bölmek, dağılmak
- Serve: Hizmet etmek
- Serve: Hizmet etmek, servis yapmak
- Set: Koymak, yerleştirmek, takmak
- Settle: Oturmak, yerleşmek
- Sew: Dikmek, dikiş dikmek
- Shake: Sallamak, sallanmak
- Shake: Sallamak
- Shake hands: Tokalaşmak, el sıkışmak
- Shame: Utandırmak, mahcup etmek
- Shape: Biçim vermek, biçimlendirmek
- Share: Paylaşmak, bölüşmek, katılmak
- Shatter: Parçalamak, kırmak, harap etmek
- Shear: Kırpmak, kırkmak, makasla kesmek
- Shed: Dökmek, akıtmak, yaymak
- Shelter: Korumak, barındırmak
- Shift: Değiştirmek, değişmek
- Shine: Parlamak
- Shine: Parlamak, ışıldamak
- Ship: Göndermek, nakletmek
- Shock: Kalbini kırmak, şok etmek
- Shoot: Ateş etmek
- Shoot: Atmak, avlamak, vurmak
- Shoplift: Dükkandan çalmak
- Shout: Bağırmak
- Shout: Bağırmak, haykırmak, seslenmek
- Show: Göstermek
- Shrink: Çekmek, büzülmek, küçülmek
- Shut: Kapatmak, kapamak
- Shuttle: Mekik dokumak, gidip gelmek
- Sign: İşaretlemek, imzalamak
- Signify: Belirtmek, işareti olmak
- Simulate: Yalandan yapmak, numarası yapmak, taklit etmek
- Sink: Batmak, gömülmek
- Sink: Batmak, gömülmek, saplanmak
- Sit: Oturmak
- Situate: Yerleştirmek, yerini belirlemek
- Slander: İftira etmek, çamur atmak, kötülemek
- Slap: Şaplak atmak, tokatlamak
- Slaughter: Katliam yapmak, kesmek
- Slaughter: Katliam yapmak, kesmek
- Slay: Öldürmek, katletmek
- Sleep: Uyumak
- Sleuth: Araştırmak, dedektif gibi iz sürmek
- Slide: Kötü yola düşmek, kaymak
- Smash: Parçalamak, mahvetmek
- Smell: Koklamak, kokmak
- Smelt: Eritmek, döküm yapmak
- Smile: Gülümsemek
- Smoke: Sigara içmek
- Smuggle: Kaçakçılık yapmak, gümrükten mal kaçırmak
- Sneeze: Hapşırmak
- Sneeze: Aksırmak, hapşırmak
- Soar: Uçmak, yüksekten uçmak
- Solve: Çözmek, çözüm bul
- Soothe: Yatıştırmak, sakinleştirmek
- Spark: Harekete geçirmek
- Speak: Konuşmak
- Specialize: Uzmanlaşmak, ihtisas yapmak
- Specify: Belirtmek, belirlemek
- Speculate: Tahminde bulunmak
- Spell: Hecelemek
- Spend: Harcamak, geçirmek
- Spill: Dökmek, saçmak, serpmek
- Split: Ayrılmak, kopmak
- Split: Bölmek, Parçalamak, Ayrılmak, Kopmak
- Spoil: Şımartmak, bozmak
- Spout: Fışkırtmak, püskürtmek
- Spray: Püskürtmek, serpmek
- Spread: Yaymak, sürmek, sermek
- Spring: Sıçramak, fırlamak, yay gibi fırlamak
- Sprout: Sürmek
- Spy: Gözlemek, casusluk etmek
- Squeeze: Sıkıştırmak, ezmek
- Stab: Bıçaklamak, hançerlemek
- Stabilize: Dengelemek, dengede tutmak
- Stage: Sahnelemek, düzenlemek
- Stagger: Bocalamak, sendelemek, tökezlemek
- Stain: Lekelemek, leke yapmak, kirletmek
- Stammer: Kekelemek, kekeleyerek söylemek
- Stand: Ayakta durmak
- Stare: Gözlerini dikmek, gözünü dikmek
- Stare: Gözlerini dikmek, gözünü dikmek
- Start: Başlamak
- Startle: Ürkütmek, korkutmak
- Starve: Açlıktan kıvranmak, açlıktan ölmek
- State: Belirtmek, ifade etmek, söylemek
- State: Belirtmek, ifade etmek, söylemek
- Stay: Kalmak
- Stay at home: Evde kalmak
- Steal: Çalmak, aşırmak
- Sterilize: Sterilize etmek, mikroplardan arındırmak
- Stick: Katlanmak, sokmak
- Stick: Katlanmak, sokmak
- Stimulate: Teşvik etmek, özendirmek
- Stipulate: Şartları belirlemek, şart koşmak
- Stir: Kımıldatmak, hareket ettirmek
- Stop: Durmak, durak
- Strangle: Boğmak, boğarak öldürmek
- Strengthen: Güçlendirmek, kuvvetlendirmek
- Stress: Vurgulamak, önemle belirtmek
- Stress: Stres, bunalım
- Strew: Yaymak, serpmek, saçmak
- Strike: Vurmak
- Strive: Uğraşmak, çabalamak
- Stroll: Gezinmek, dolaşmak
- Struggle: Mücadele etmek, çabalamak
- Study: Ders çalışmak, okumak
- Stun: Sersemletmek, afallatmak
- Subdivide: Bölmek, bir kez daha bölmek
- Subdue: Bastırmak/yatıştırmak
- Subject: Mecbur etmek, boyun eğdirmek, maruz bırakmak
- Subjugate: Boyun eğdirmek
- Sublimate: Süblimleşmek
- Submit: Teslim etmek, sunmak
- Subside: Alçalmak, çökmek, çökelmek, yatışmak
- Subsidize: Para yardımı yapmak, mali destek sağlamak
- Subsist: Geçinmek, yaşamını sürdürmek
- Subtract: Çıkarmak
- Succeed: Başarmak
- Succumb: Boyun eğmek, yenik düşmek
- Suck: Emmek, soğurmak, içine çekmek
- Suffer: Acı çekmek, zarar görmek
- Suffer: Acı çekmek, zarar görmek
- Suffered: Çekti
- Suffice: Yetmek, yeterli olmak
- Suffocate: Boğmak, boğulmak
- Suggest: Önermek, teklif etmek
- Suggest: Önermek, teklif etmek
- Sulk: Somurtmak, surat asmak
- Summarize: Özetlemek, kısaltmak
- Summon: Çağırmak, çağırtmak, celp etmek
- Sunbathe: Güneşlenmek
- Supersede: Yerini almak, yerine geçmek
- Supervise: Gözetmek, nezaret etmek
- Supplant: Yerini almak, yerine geçmek
- Supply: Karşılamak, sağlamak, gidermek
- Support: Tutmak, desteklemek
- Support: Desteklemek, para yardımı yapmak
- Suppose: Farz etmek, varsaymak
- Suppress: Bastırmak, zapt etmek, durdurmak
- Surpass: Geçmek, aşmak, üstün olmak
- Surprise: Şaşırtmak, hayret ettirmek
- Surprise: Sürpriz yapmak, şaşırtmak
- Surrender: Teslim olmak, teslim etmek
- Surround: Etrafını çevirmek, sarmak
- Survey: Bakmak, incelemek, araştırmak
- Survive: Yaşamayı sürdürmek
- Survive: Hayatta kalmak, sağ kalmak
- Suspect: Şüphe etmek, kuşkulanmak
- Suspend: Asmak, askıya almak, ertelemek
- Suspended: Askıya almak
- Sustain: Desteklemek, taşımak, çekmek
- Swallow: Yutmak
- Sway: Sallanmak, sarsılmak, eğmek
- Sweep: Süpürmek
- Swell: Şişmek, kabarmak, büyümek
- Swell with pride: Göğsü kabarmak
- Swelter: Bunalmak, sıcak basmak, terlemek
- Swerve: Yoldan çıkmak, sapmak
- Swim: Yüzmek
- Swing: Sallanmak
- Switch: Değişmek, dönmek
- Swoop: Saldırmak (kuş), üstüne çullanmak
- Swot: İneklemek, çok çalışmak
- Symbolize: Simgelemek, sembolize etmek
- Sympathize: Sempati duymak
- Tackle: Çaresine bakmak
- Take: Almak, götürmek
- Take a message: Mesaj almak
- Take a photograph: Fotoğraf çekmek
- Take a shower: Duş almak
- Take a taxi: Taksiye binmek
- Take an exam: Sınava girmek
- Take control: Yönetimi ele almak
- Take notes: Not tutmak
- Take time: Zaman almak
- Talk: Konuşmak
- Tamper: Karışmak, kurcalamak
- Tan: Güneşlenmek, yanmak, bronzlaşmak
- Tarnish: Donuklaşmak, kararmak, lekelemek
- Taste: Tatmak, tadına bakmak
- Taunt: Alay etmek
- Tax: Vergilendirmek, vergi koymak
- Teach: Öğretmek
- Tear: Yırtmak, koparmak, yarmak
- Tease: Takılmak, sataşmak
- Teem: Dolu olmak, bol olmak, kaynamak
- Tell: Anlatmak, söylemek
- Tell a lie: Yalan söylemek
- Tell the truth: Doğruyu söylemek
- Tempt: Baştan çıkarmak, ayartmak, özendirmek
- Tend: Yönelmek, eğilimi olmak
- Terrify: Dehşete düşürmek, çok korkutmak
- Testify: Şahitlik etmek, doğrulamak, tanıklık etmek
- Thank: Teşekkür etmek
- Thank for: Teşekkür etmek
- Thaw: Erimek, buzu çözülmek
- Think: Düşünmek
- Threaten: Tehdit etmek, gözünü korkutmak
- Thrill: Heyecanlandırmak, etkilemek
- Thrive: Gelişmek, serpilmek, ilerleme kaydetmek
- Throw: Atmak
- Thrust: İtmek, dürtmek, sokmak
- Thud: Pat diye düşmek
- Tidy: Toplamak, düzenlemek
- Tilt: Eğmek, devirmek, yana yatırmak
- Tire: Yorulmak, bıkmak
- Toe the line: Hizaya gelmek, yola gelmek
- Tolerate: Hoş görmek, tahammül etmek
- Topple: Devrilmek
- Toss: Atmak, fırlatmak
- Touch: Dokunmak, ellemek, değmek
- Trace: İzlemek, izinden gitmek,izini takip ediyor
- Train: Eğitmek, yetiştirmek, alıştırmak
- Trample: Çiğnemek, ezmek, ayaklar altına almak
- Transfer: İletmek, transfer etmek, aktarmak
- Transform: Dönüştürmek, haline gelmek
- Translate: Çevirmek, tercüme etmek
- Translate: Tercüme etmek
- Transmit: İletmek, nakletmek, geçmek.
- Transmit: Göndermek, yaymak, iletmek
- Transplant: Nakletmek, başka yere dikmek
- Transport: Taşımak, nakletmek, sürmek
- Transport: Taşıma, nakliye
- Transpose: Yerini değiştirmek
- Trap: Tuzağa düşürmek, kapana kıstırmak
- Travel: Seyahat etmek
- Tread: Basmak, çiğnemek
- Treat: Davranmak, tedavi etmek
- Tremble: Titremek; ürpermek
- Trick: Aldatmak, kandırmak
- Trigger: Başlatmak, neden olmak
- Trouble: Rahatsız etmek, zahmet vermek
- Trust: Güvenmek, inancı olmak, itimat etmek
- Try: Denemek, çalışmak
- Turn: Döndürmek, çevirmek
- Turn left: Sola dönmek
- Turn right: Sağa dönmek
- Tutor: Özel öğretmen, özel ders vermek
- Twist: Bükmek, dolamak, kıvırmak
- Underestimate: Küçümsemek
- Undergo: Katlanmak, çekmek, geçirmek
- Underlie: Altında yatmak, temelini oluşturmak
- Underline: Altını çizmek, vurgulamak
- Undermine: Küçümsemek, baltalamak
- Understand: Anlamak
- Undertake: Üstlenmek, yüklenmek
- Unfurl: Açılmak, yayılmak
- Unify: Birleştirmek
- Unite: Birleştirmek, bağlamak
- Unlock: Açmak, kilidini açmak
- Unpack: Boşaltmak, bavuldan çıkarmak
- Unzip: Fermuarını açmak
- Update: Güncellemek
- Upgrade: Yükselmek
- Uphold: Desteklemek, onaylamak, uygun bulmak
- Upset: Üzmek, neşesini kaçırmak
- Urge: Zorlamak, baskı yapmak, teşvik etmek
- Use: Kullanmak
- Used to: Alışkın olmak (eskiden)
- Usher: Getirmek, götürmek, yer göstermek
- Utilize: Kullanmak, yararlanmak, istifade etmek
- Utter: Söylemek, dile getirmek, ifade etmek
- Vacate: Boşaltmak, tahliye etmek, ayrılmak
- Vaccinate: Aşı yapmak, aşılamak
- Vanish: Gözden kaybolmak
- Vaporize: Buharlaşmak, buharlaştırmak
- Vary: Çeşitlilik göstermek
- Vent: Açığa vurmak, belli etmek
- Ventilate: Havalandırmak, oksijen vermek
- Venture: Tehlikeye atmak, cüret etmek
- Verify: Doğrulamak
- Vibrate: Titreşmek, titremek
- View: Bakmak, görmek, incelemek
- Violate: Bozmak, ihlal etmek
- Visit: Ziyaret etmek
- Visualize: Görselleştirmek
- Vomit: Kusmak, çıkarmak
- Vote: Oy vermek, oy kullanmak
- Vote: Oy vermek, oy kullanmak
- Vouch: Doğrulamak, kefil olmak
- Wait: Beklemek
- Wait a minute: Bir dakika beklemek
- Wake: Uyanmak, canlanmak
- Walk: Yürümek
- Walk to school: Okula yürümek
- Wander: Dolaşmak, dolanmak, amaçsızca gezmek
- Want: İstemek
- Warn: Uyarmak, ikaz etmek
- Warp: Yamultmak, saptırmak
- Was born: Doğmak
- Wash: Yıkamak
- Waste: İsraf etmek, çarçur etmek
- Watch: İzlemek
- Watch TV: Televizyon izlemek
- Wave: Dalgalanmak, sallanmak
- Wear: Giymek
- Weave: Dokumak, örmek
- Weigh: Tartmak, ağırlığında olmak
- Wheel: Çark etmek, döndürmek
- Whine: İnlemek, mızırdanmak
- Whip: Kamçılamak, kırbaçlamak ,dövmek,
- Whisper: Fısıldamak, hışırdamak
- Whistle: Islık çalmak, düdük çalmak
- Whistle: Islık çalmak
- Widen: Genişlemek, bollaşmak, genişletmek
- Win: Kazanmak
- Wink: Kırpmak, göz kırpmak
- Wipe: Silmek, kurulamak
- Withdraw: Çekmek, almak, geri almak
- Withstand: Dayanmak, direnmek, karşı koymak
- Witness: Şahit olmak, tanık olmak, şahitlik etmek
- Wonder: Merak etmek, hayret etmek, şaşmak
- Work: Çalışmak
- Work hard: Uğraşmak, çok çalışmak
- Worry: Kaygılanmak, merak etmek
- Worship: Tapmak, tapınmak
- Wriggle: Kıvrılmak, kıvranmak
- Wrinkle: Kırışmak, buruşmak
- Write: Yazmak
- Yawn: Esnemek, esneyerek söylemek
- Yawn: Esnemek, esneyerek söylemek
- Yearn: Özlemek, burnunda tütmek
- Yield: Vermek, sağlamak, ürün vermek
- Yielding: Vermek
- Zigzag: Zikzak yapmak, zikzak çizmek